past event: "AV", Müze Evliyagil, Ankara



“AV”  07.12.2017 – 14.01.2018

ArtOda, “AV” sergisini ağırlamaya hazırlanıyor.
Müze Evliyagil bünyesinde süreli sergi ve projelerin gerçekleştirildiği ArtOda, Evliyagil Koleksiyonu’ndan hazırlanan “AV” sergisini izleyicileri ile buluşturuyor. On sekiz sanatçının bir araya geldiğisergi, 07.12.2017 – 14.01.2018 tarihleri arasında ArtOda’da açık kalacak.

Sanatçılar:
Ali Elmacı, Anıl Saldıran, Avni Erbaş, Bedri Baykam, Burcu Perçin, Eda Gecikmez, Feyhaman Duran, Gülsün Karamustafa, Gülşah Bayraktar, Haluk Akakçe, İnci Eviner, Mehmet Güleryüz, Mustafa Karasu, Mübin Orhon, Necla Rüzgar, Ümmühan Yörük, Valerio Adami, Yüksel Arslan.



“AV’’
                        ‘’Gözleri var ve görmüyorlar. Görmedikleri nedir? İşte şu: Nesnelerin onlara baktığı, onlara dair bir şey söylediği.’’
Jacques Lacan

Portreler, sanat tarihinin belki de en dikkatli görgü tanıklarıdır. Bizler ise sanat tarihini ve kimi zaman kendi tarihimizi onların bakışlarından izleriz. Bakışın iktidarı izleyicinin değil, izlenen nesnenin elindedir. Öte yandan kimi portreler, bakılmayı arzulamalarına rağmen, bakışımızı kışkırtmazlar ve teşhirci değillerdir. Yine de lekesellikleri en az derin bir bakış kadar davetkardır.
Bakışı kışkırtmaya başladıkları an, yabancılaşma duygusu boy gösterir. İmgeler dünyasında varlığını bu lekesellik yardımıyla yeniden inşa edenler için çehreler silikleşir. Artık, emarelerini ancak çizgilerden, renklerden ve sanatın kendine özgü dilinden takip ederiz. 
Sanatçının tuzağına yakalanmış, bakıla bakıla yorgun düşmüş, ‘av’lanmış olan portreler mi izlenendir? Yoksa sınırlı dünyamızın duvarlarına misafir olmuş, kabaran iştahları karşısında savunmasız bir ‘av’ gibi sabırla izlenen aslında bizler miyiz?
Bu yüzdendir karşılıklı bakışmalarla devam eden flört; bir türlü kavuşmaya erişmez, son bulmaz, öylece devam eder...
“AV” Evliyagil Koleksiyonu’ndan derleniyor. Sergi, koleksiyonun kuşaklar arası diyalogu olanaklı kılan geçişli yapısını da hatırlatıyor. Bu odada, Rousseau’dan Tevfik Fikret’e tüm çehreler, temsil ettikleri personaları terk edip bağlamlarından uzaklaşarak, bir süreliğine de olsa tek bir ağızdan konuşuyor.

-->