past event: drawing thoughts // hafızayı taramak



C.A.M. Galeri starts the new season with “Drawing Thoughts” opening on September 10th. The group show brings together
the works of Ata Kam, Ceylan Öztürk, Eda Gecikmez, Ege Kanar, Mahmut Celayir, Melisa Önel, Merve Ünsal, Selim Süme and Sinan Tuncay.
To what extent, understanding or perceiving a past that is not directly experienced in individual or social sense is effective to generate a common memory?
The group show “Drawing Thoughts” will examine how the personal memory forms the present time and how it diversifies the transmission between constructed history and memory politics. In the exhibition the notion of “post memory” associated with conceptualization of memory draws an analogical framework that interprets various tracings through the works of the artists
concentrated on this specific theme.

Bringing together various art practices, the exhibition suggests a debate between the images formed by the personal memory and collective memory that is interrupted through time.
The exhibition can be regarded as a study that searches for a common space to question the reproducing of memory that is
based on a personal experience of someone lived in that specific moment of scanning memory to sincerely remember and
making up history to intentionally forget, based on the nature or a certain background.
Drawing Thoughts can be visited until October 3, 2015.
Curator: Sevim Sancaktar
//
Drawing Thoughts / Hafızayı Taramak 10 Eylül - 03 Ekim tarihleri arasında C.A.M Galeri’de gerçekleştirilecek olan bir sergi. Hepimizi kaplayan kaygı ve tedirginlik hissi içinde biraraya gelerek hafızalarımızı nasıl diri tutacağımız üzerine ve günümüz coğrafyasının belirsiz ve havada asılı kalan koşullarını anlamak üzerine yalnızca bir deneme. 

Ata Kam | Ceylan Öztürk | Eda Gecikmez | Ege Kanar | Mahmut Celayir Melisa Önel | Merve Ünsal | Selim Süme | Sinan Tuncay

Bireysel veya toplumsal anlamda doğrudan deneyimlenmeyen ama hâlâ bir parçası olunan geçmişi anlamak ya da algılamak, ortak bir hafıza oluşturmakta ne kadar etkin olabilir? Drawing Thoughts sergisi, aracısız hafıza alanının bugünü nasıl şekillendirdiğini ve kurgulanmış tarih ile hafızanın siyaseti arasındaki yelpazede kalan aktarımların nasıl farklılaştığına bakıyor. Hafızanın kavramsallaştırılmasıyla ilintilendirilen post memory kavramı, sergide çeşitli izler üzerinden okumalar sunan analojik bir çerçeve çiziyor ve bu alanı tarayan sanatçıların işleri üzerinden irdeleniyor. Farklı sanat pratiklerinin bir araya geldiği sergi, bireye ait olan ile kolektif hafızada yorumlamalarla oluşan izlekleri takip eden bir yaklaşımla bir yandan kesintiye uğra(tılan)yan hafızayı tartışmayı öneriyor.
Hatırlamak için taranan hafıza ile unutmak için yaratılan tarih yazımı arasında bir yerde yaşamış tanıdık birinin, geçmişte yaşadığı bilinen birinin, doğanın ya da belli tecrübelerin hafızası üzerine düşünmek ve aradaki boşluklarla hafızanın nasıl yeniden yaratıldığı üzerine düşündürebilecek ortak bir alan arayışındadır.
Ata, kendi pratiğinde önemli bir yer tutan görselliğin üretimi ve aktarımını Şimdi ve Burada adlı çalışmasında da devam ettiriyor. Post memory üzerinden aracısız hafıza alanının sınırlarına ve uçuculuğuna vurgu yaparken farklı algılama biçimleriyle aktarılmış kültürel ve kolektif hafızanın nasıl kurgulandığını sorguluyor. Ceylan, Dear Past isimli yerleştirmesinde, Türkiye’nin farklı bölgelerinde, farklı hafızaları barındıran şehirlerinden toplanmış çaylarla, yeni bir karışım yaratarak, günümüz coğrafyasında hiç eksilmeyen bir ihtiyaç olan hafızanın diri tutulması için çabalıyor. Eda, Aklın Uykusu isimli yerleştirmesinde Francisco Goya’dan ödünç aldığı “Aklın Uykusu Canavarlar Yaratır” notu ile tarihin tekerrür edişine vurgu yaparak 2008 yılında ürettiği yerleştirmesini bugüne yeniden uyarlıyor.
Ege, Yüzey Çalışmaları çalışmasında buluntu fotoğrafları kendilerine has maddi gerçeklikleri ve zamansallıkları bulunan yarı geçirgen nesneler olarak ele alıyor ve bu nesnelerin yüzeyinde yer alan çeşitli izlere odaklanıyor. Ait oldukları bağlamdan kopartılmış bu gizemli nesneleri saran ilksel şartları anlayabilme veya yeniden üretebilme arzusuyla yola çıkan çalışma, bu fotoğrafları hafiyece jestler ve sözde bilimsel metodlar yardımıyla yeniden ”geliştirmeyi” denerken bu sayede onlar için yeni bir bağlam oluşturmanın da imkanlarını araştırıyor. Mahmut, Kürt coğrafyasında, ateşin ve şiddetin yanı başında yalnız bırakılan kadınların sürekli bir bekleyiş içinde doğayla iç içe geçen yaşamlarını Tribut isimli videosuyla aktarıyor. Kadınların hareketsiz anıtsal duruşu ve suskun bakışlarıyla izleyicinin kendini sorgulamasına alan açıyor. Melisa, fotoğraf ve videodan oluşan yerleştirmesinde hafızanın parçalanarak dönüşümüne ve bu parçalanmayla hafızanın oluşturduğu yeni izlekler ile ilgileniyor. Bir yere ve bedene aidiyetin hafızaya kazınmış hali ile gerçekte bıraktığı izler arasında gidip gelen, hatırladıkça geçmişi yeniden üretmeye çalışan fakat onu dönüştüren anlara vurgu yapıyor. Merve, Selâmet Gazetesi Arşivinden Bir Seçki (Ufuk Çizgisi) adını verdiği çalışmasıyla bilginin üretimi ve bilgi dağıtımını nasıl organize ettiğimiz üzerine düşündürüyor. Kolektif hafızayı dönüştürmekte önemli bir araç olan imge dağılımını hayali bir gazete için ürettiği ve hiç bir zaman haber fotoğrafı olmayacak haber görselleri üzerinden sorguluyor. Selim, Tekerrür isimli, yaklaşık seksen adet buluntu vesikalık fotoğraf üzerinden yola çıktığı yerleştirmesinde, bakış ve bakışın tedirgin ediciliği, bakış ile arzu nesnesi arasındaki ilişkiye birkaç farklı açıdan yaklaşıyor. Sinan, ürettiği fotoğrafik kolajlarda kamuyla özeli iç içe geçirirken, fantazileşmiş kadın bekareti ve heteronormatif erkek imajı üzerinden toplumsal kabulün çelişkili kodlarına dair görsel bir okuma sunuyor.


Fatih Aydoğdu, Deniz Uludağ(Karşılaşmalar), Lale Barlas, Ecem Sarıçayır, Gabi, Nihan Somay(BAS) ve Lamarts ekibine desteği için teşekkürler.